Ben Kimim Ki?
Bunun aslında çok bir önemi yok. Kişiler çok da önemli olmuyor zaten güçlü fikirlerin, tutarlı fikirlerin yanında. Çünkü buranın var olma nedeni, sade bir insanın içinde biriktirdiği şiddetli duygularını medenice dışarı yansıtması isteği. Çünkü artık kimse ile gerçek manada konuşup paylaşamıyoruz hayatı, duyguları, düşünceleri, tecrübeleri. Paylaşabildiklerimiz var elbette ama onlar da kendi hayatlarının yel değirmenleri ile mücadele ediyorlar. Araya zaman ve mekân giriyor, insan paylaşmak istiyor, içindeki kızgınlıklarını, sevinçlerini, acılarını, karamsarlıklarını… İnsan olduğunu paylaşmak istiyor yanındaki insanlarla.
Sosyal medyada yapılan paylaşımların altında yatan beni beğenin düşüncesi sinsice sızmadan ilişkilere, insanlarla bir şeyleri paylaşmayı özledim. Buna ihtiyaç duyuyorum nefes almak kadar ciddi bir ihtiyaçmış bu.
Cıvıl cıvıl bir adamken içinde yaşadığım bu toplumdan ötürü, fikirlerimi ve hislerimi içimde yaşamaya itildim. Öncesinde direndim kendim kalabilmek için ama o kadar çok kökleşmiş ki kötülük insanların içinde, o kadar organize bir kötülük haline gelmiş ki bu durum, duygularımı birilerine anlatmayı bıraktım. Onlar gibi olmamanın, onlar gibi düşünmemenin bedelini fazlasıyla ödedim, hala da az az ödüyorum. Onlar dediğim kişiler toplumun ortaklıklarında kendilerini eritmiş insanlar. İyiler de var içlerinde kötüler de…
İhtiyacım olduğu anda, içine girdiğim beklentilerin insanların kendi hayatları odaklı yaşamları tarafından geri çevrildiğini gözlemledim. Bunu bilerek yapmadıklarını biliyordum. Onlar da bunu yapmaya itiliyordu… Sonra aramıza mesafeler girdi ve bu mesafeler gözle asla görülemeyecek hale getirildi.
Adında medya olan bir sosyallik gerçekten neye hizmet eder? Bizlere empoze edilen yaşam formları, birilerinin etkileyici olduğu ve hepimizi gizli gizli yönlendirdiği ortamlarda sosyalliğin en önemli kısmı eksik kalıyor. Samimiyet ve gerçeklik…
Samimiyet derken insanların tahammüllerini zorlayan, vıcık vıcık ve haddi aşan bir samimiyetten bahsetmiyorum. He, evet ondan da hoşlanan var ancak yaş aldıkça hoşlanma azalıyor bu durumdan! Adı samimiyet olmuyor zaten o vıcık vıcık tutumun; karşı tarafın anlayışını ve sabrını sömürme bencilliği oluyor.
Bu sitenin var olmasının altında da bencilce bir durum yatıyor aslında. Kendini ifade etme ve içindeki şişkinlikten kurtulma bencilliği… Ancak bu bencillik gerçeklenirken tarafımca, derdim ne kişiler ne kurumlar ne de kuruluşlar… Derdim sistemleştirilmiş kötülükler, derdim ben bu fikirleri ve duyguları tek başıma mı yaşıyorum bu kadar kalabalık bir dünya da yahu düşüncesinde buluşmak insanlarla.
Ben mutluluk arayan biri değilim, kendine sahte ve samimiyetsiz bir mutluluk balonu oluşturup onun içinde yaşamaya çalışan biri de değilim. Ben mutsuzluğu arayan ve ondan beslenen biri de değilim. Gerçeğin, dinginliğin peşinde bir insanım. Yaşam denen yolculuk da mutluluklar ve mutsuzluklarla dolu bir yolculuktan ibaret. Ne kadar gerçek olduğu ise sizin yetişmiş bir birey olarak ne kadar kendiniz olabildiğinizle alakalı.
Benimle ilgili bilmeniz gerekenler ana hatları ile bunlar. Fikirlerim, düşüncelerim okunsun, dinlensin, üzerine düşünülsün, eleştirilsin ve kaydettiğim videolar izlensin istiyorum. Bu yadsınamaz bir gerçek. İçimdeki ses yıllardır bağırıp duruyordu gerçekleştir bunu diye. Tek motivasyonum bu ve kendimce bir düzenle içerikleri geliştirmek istiyorum.
Hepimiz çok mutluyuz, hadi sarılalım sıkı sıkı gibi bir mutluluk bulutunun içine de girmeyeceğim. Ponçikler partisi de kurmayacağım. Münakaşaya hiç girmeyeceğim. Kimle tartıştığımı bile bilmiyor olacağım çünkü. Siz kendi fikirlerinizde, duygularınızda ve düşüncelerinizde istediğiniz kadar haklı olabilirsiniz. Fikirlerimle, düşüncelerimle ve duygularımla kavga etmeniz içinizde gerçekleşecek. Söylediklerini hiç düşünmeden söyleyen insanları tanıdım. Bu hiç düşünülmeden söylenmiş şeyler üzerine çok fazla düşünüp kafa patlattığımı fark ettim. Sonra da beyinden çıkmadığına kanaat getirdiğim çok fazla cümleyi, eleştiriyi, iftirayı, fikirciği filtrelemenin en doğrusu olduğuna kanaat getirdim. Hayat zaten yorucu yormayın kendinizi ve beni!
Anlattım işte biraz kim olduğumu. Hadi boş verin de kafamın ve ilgi alanlarımın içine dalın!



